Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku

Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku

Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku Vatandaşlık Hukuku Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku, Hukukun belki de en eski dalı olan ve Anayasa Hukuku ile yan yana tarihsel gelişimini sürdüren Vatandaşlık Hukuku, günümüzde devlet-birey, devlet-sivil toplum ilişkisini belirleyen hukuk dallarından biridir. Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku; En temel anlamıyla “vatandaşlık”, bireyi bir devlete (ülkeye) bağlayan yasal […]

Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku

Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku

Vatandaşlık Hukuku

Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku, Hukukun belki de en eski dalı olan ve Anayasa Hukuku ile yan yana tarihsel gelişimini sürdüren Vatandaşlık Hukuku, günümüzde devlet-birey, devlet-sivil toplum ilişkisini belirleyen hukuk dallarından biridir. Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku; En temel anlamıyla “vatandaşlık”, bireyi bir devlete (ülkeye) bağlayan yasal bir statüdür.

Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku; Modern toplumlarda bireyin temel hak ve görevlerinin Anayasalarda belirlendiği ve tanındığı düşünüldüğünde, bir ülkenin vatandaşları için Anayasal güvencenin ne kadar önemli olduğu görülecektir.

Bu nedenlerle Anayasada bireyin hak ve ödevlerinin yazılı olduğu bölümler ve bunların sebepleri, usul ve ölçüleri Vatandaşlık Hukuku açısından oldukça önemlidir. Mevcut 1982 Anayasası, her modern anayasa gibi, yukarıda belirtilen konuları ele almıştır. Buna göre bireyin hak ve ödevleri 3 ana temel üzerine oturtulmuştur;

Olumsuz Durum Hakları;

Bunlar, bireyi hem devletten hem de toplumdan koruyan, kişisel güvenlik hakları, yurt bağışıklığı hakkı, din ve inanç özgürlüğü gibi pek çok hakkı içeren, devletin özüne dokunamayacağı, ancak sınırlandırılamayacağı haklardır.

Pozitif Statü Hakları

Devlete birey lehine düzenlemeler yapma yükümlülüğü getiren ve “sosyal devlet” ilke ve idealini gerçekleştirmeyi amaçlayan haklardır. Sosyal güvenlik hakkı, çalışma hakkı bunlardan bazılarıdır.

Aktif Statü Hakları;

Anayasa’nın deyimiyle, bireyin bunların kullanımında aktif rol aldığı siyasi haklardır. Seçme ve seçilme hakkı, dilekçe hakkı vb. Bu haklar bu kapsamdadır. Yukarıda belirttiğimiz temel haklar, devletin vatandaşlarına tanıdığı haklar değildir.

Bireyin “insan” statüsü ile “vatandaşlık” statüsünün doğal bir uzantısı olan haklardır. Dolayısıyla devlet bu hakları dilediği gibi sınırlandıramaz veya kaldıramaz. Kısıtlama ancak bu hakkın düzenlendiği maddede özel olarak sayılan nedenlerle yapılabilir. Bu nedenler göz ardı edilemez.

Anayasa’nın 13. maddesi temel olarak sınırlamanın yöntemini ve kapsamını belirtmektedir. Bu sınırlamalar Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine, ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.

Devlet dahil üçüncü kişilerin bu haklara yönelik saldırılarını önleyecek mekanizma yargıdır. Avukatlık ve avukatlık mesleği, özellikle kamu otoritesine karşı sığınacağı belki de tek liman olan bu hukuk mücadelesinde bireyi temsil edecektir. Günümüzde bazen genel yargı organları, özellikle kamu otoritesinin eylem ve eylemlerine karşı bireyi korumada etkisiz kalmaktadır. Bu nedenle biri iç hukukumuza, diğeri uluslararası hukuka ait olmak üzere iki mekanizma geliştirilmiştir.

Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Hakkı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne Başvuru Hakkı Kamu otoritesinin eylem ve eylemleri nedeniyle son çare olarak öngörülen Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile hukuk sistemimize dahil edilmiştir.

Bireysel başvuru hakkı, vatandaşların haklarının kamu otoritesi tarafından ihlaline karşı iç hukukta nihai çözüm yoludur; Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin işlem ve eylemlerinden zarar gören ve bu zararlarını mahkemeler aracılığıyla geri alamayan vatandaşlarımız, belirlenen süreler içinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru haklarını kullanabilirler. Bireysel başvurunun en temel şartları şunlardır: Bireyin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi tarafından da korunan anayasal haklarının ihlali, Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku

Bu ihlalin kamu otoritesinden kaynaklanmış olması, Hakları ihlal edilen kişinin kanunumuzun gerektirdiği tüm kanuni yolları tükettiği, Özellikle devlet organlarının işlem ve eylemleri söz konusu olduğunda, bireyin hukuki koruması olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yabancılar Hukuku

Bir ülke sınırları içinde bulunan ve o ülkenin devletine vatandaşlık yoluyla bağlı olmayan herkes “Yabancı” statüsündedir. Özellikle yabancıların giriş çıkışları, koruma talepleri, ikamet ve istihdam sorunları ile ceza soruşturması/kovuşturması çerçevesinde iade edilmeleri gibi hususlar Yabancılar Hukuku açısından büyük önem arz etmektedir. Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’na göre, Türkiye’de 90 günden fazla veya vize veya vize muafiyetinin tanıdığı süreyi aşan yabancıların “oturma izni” almaları gerekmektedir. Bu bağlamda, bürokratik süreçte meydana gelebilecek aksaklıklar dikkate alındığında, Türkiye’deki yabancının ikamet iznini uzatmak veya yeni bir ikamet izni almak için hukuk hizmetinden faydalanması zorunludur.

Yabancılar için sorun olabilecek bir diğer konu ise çalışma iznidir. Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı anlaşmalarda aksi belirtilmedikçe, yabancıların ülkemizde bağımsız veya bağımsız çalışabilmeleri için çalışma izni almaları gerekmektedir. Aksi halde hem yabancı hem de yabancıyı çalıştıran işveren yüksek idarî para cezası ile cezalandırılır.

4817 sayılı Kanun’da yabancıların çalışma izinlerine ilişkin çok detaylı düzenlemelere yer verilmiş olup, çalışma izninin alınması, iptali ve reddedilmesi halinde uygulanacak yargı prosedürü belirtilmiştir. Özellikle Denizli gibi hem yurt içi hem de yurt dışında istihdam olanağı bulunan sanayi kentlerinde yabancı işçi çalıştırmak önemli bir konudur.

Hem oturma izni hem de çalışma izni olmamasının ülkemizdeki yabancılar için ortak yaptırımı: Sınır dışı edilme tehlikesi. Bu konu, yukarıda kısaca değindiğimiz “çalışma izni” ve “yabancı işçi çalıştırma” konularına ek olarak sınır dışı etme prosedürünü de önemli kılmaktadır. Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku

Özellikle yabancıya telafisi mümkün olmayan zararlar verebilecek sınır dışı etme işlemlerine karşı kanunların öngördüğü süre ve imkanlar dahilinde etkin yasal yollara başvurulması ve bu süreçte mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alınması büyük önem taşımaktadır. Bu alanda bir yabancının tek başına hukuk mücadelesine girmesi çok zordur. Bu zorlu süreçte yabancıların haklarını korumaları için hukuk hizmetinden yararlanmaları isabet olacaktır. Yabancılar ve Vatandaşlık Hukuku

Önemini yukarıda kısaca açıklamaya çalıştığımız Yabancılar Kanununun öngördüğü yasal hakların sağlanması ve korunması hem bilgi hem de özen ve ivedilik gerektiren işlemlerdir.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Avukat

Aliye YILDIZ VARSIN

Scroll to Top